Saturday, October 7, 2017

Yaftalanma Üzerine

Bir insanın başka biri tarafından sadece tek bir olay üzerinden kendisiyle ilgili bir genellemeye varılması çok nadir gördüğümüz durumlardan biri değildir. Karşıdaki kişi tarafından yargılanma, kolayca itham edilme ve hatta yaftalanma şeklinde vuku bulabilir.

Örneğin aniden daha önceden kız arkadaşınızla kabaca yaptığınız bir cuma günü planından vazgeçip evinize gitmeyi düşündünüz. Genelde yapılan planlardan caymanın sık yaptığınız bir davranış olmadığını farzediyoruz.

Bunun üzerine nadiren yaptığınız bu erteleme sonucunda karşı taraf aslında size "plan yaparken güvenemeyeceğini" anladığını, sizin planları her an değiştirebileceğinizi söylüyor.

Aslında planınızı değiştirmenizin altında tek bir sebep yatmıyor. Bazen insanın psikolojik enerjisi azalabilir ve kendi başına kalmaya ihtiyaç gösterebilir. Yer değişimiden, yeni kişilerden, belki de daha önce karşılaştığı benzer ithamların hedefi olmaktan, suçlanmaktan, anlaşılamamaktan yorgun düşebilir. Bir rejenerasyon zamanına ihtiyaç gösterebilir. Bazen planlar o anki gereksinimlerden dolayı gerçekten değişedebilir.

Ama muhtemelen karşı taraf sizin içinden geçtiğiniz bu durumların pek farkında olmamış ve sizin planınızı değiştirmenizin altında sadece kendisine karşı yapılmış bir hareket olduğunu düşünmüştür. Sizin başka bir dünyanız olduğu ve karar verirken orada da bir sürü şeyi kaale alarak davranmanız gerektiğini es geçip, meseleyi sadece kendi üzerinden tanımlamaktadır. Bu da o kişide aşırı bir savunma hissi yaratıp, kendisini kaale almadığını düşündüğü bu kişiyi kötü ilan ederek ruhunu rahatlatmaktadır. Sizin "planları her an değiştiren" bir kişi olduğunuz konusunda bir genelleme yapar ve yargısını verir. Kendi mahkemesinde sizi suçlu ilan eder.

Böyle yapınca ne olur peki? Siz aslında size ait olmayan bir şekilde tanımlanırsınız ve bu tanımlamayı kırmak için dil dökersiniz. Enerjinizi aslında öyle olmadığınıza ikna etmek için harcarsınız. Irkçılar veya herhangi bir fikri karşı tarafı ötekileştirerek savunanlar da tutum olarak böyle değil midir? Sizin üzerinize yapıştırılan sıfatlardan kurtulmak için enerji harcar durursunuz.

Siz bu saçma alanlarda muharebe ederken, karşı taraf hayat onun istediği şekilde gitmediği için, bu durumu sizi suçlayarak kendini rahatlatır. Bu da dostluğu zedeleyici bir tutum olur. Bu ilişkiyi sürdürmek için ancak onun rahatsız olmayacağı şekilde davranarak siz kendinizden feragat etmek zorunda kalırsınız. Kendinizden ettiğiniz feragat sonucunda tükenme noktasına gelebilirsiniz.

Bu muharebeler sizi yıprattığı zaman uzaklaşmaktan başka çözüm yolu yoktur. Kaçamazsanız bunlar içinizde bir patlamayla sonuçlanır. Kişi hiç bir kimseyi devamlı, sistematik bir surette aslında kendisine yöneltilen ithamlardaki gibi olmadığına ikna etmeye çalışmamalı. Bu tip durumlarda devamlı hesap vermeye gitmemek ve sivil mesafeyi muhafaza etmek en iyi çıkış yolu gibi görünüyor.

No comments:

Post a Comment